Wednesday 8 August 2007

İRAN; Yazd




zerdüştlerin ölülerini kuşlara ve vahşi hayvanlara bıraktıkları sessizlik kulelerinden biri. ölülerin, toprağı kirlettiğini düşündükleri için 30-40 yıl öncesine kadar bu geleneklerini sürdürmüşler. arta kalan kemikler, kulenin ortasındaki derin ve büyük çukura atılırmış.

aile, ölüsünü sessizlik kulesine bıraktıktan sonra, aşağıdaki bu binalarda bir kaç gün kalırmış ve yas tutarmış. bize anlatılan ilginç bir hikaye ise, kuşlar, ölünün önce sağ gözünü yerse o kişinin cennete, sol gözünü yerse cehenneme gideceği inanışıydı. burası insanın tüylerini diken diken eden bir yer. o günün gecesini bitmek bilmeyen kabuslar ve karabasanlar içinde geçirdim.

klasik bir iran camisi. o gün kadınlara özel bir gündü ve minarelere çıkma izinleri vardı.

hemen her geleneksel evin sahip olduğu rüzgar kuleleri. çölün ortasında yer alan Yazd'de sürekli esen ılık ve hafif bir rüzgarı kullanarak evlerin havalandırma ve klimatizasyonunu sağlamak üzere inşa edilmişler ve kesinlikle hem görüntü hem de işlev açısından mükemmeller.

sokak aralarında sık sık rastlanan geçitlerden biri.

dar bir çıkmaz sokakta müzeye götürülen yüzlerce askerle karşılaştık. sert ve asık yüzleri, bize yaklaştıkça gördüğünüz kıvama geldi. bir kısmı türktü.

şaşkın bir velet.

ibadet, ibadet, ibadet.

ibadet eden kadınlar ve aralarındaki çocuk.

İranlı arkadaşımız Hassan, yol arkadaşım Ümit ve ben eski bir çarşının toprak damındayız.

ortaçağdan kalmış bir düş alemi kızgın güneşle birlikte yüzümüze çarpıyor.

No comments: